Velilerimizin okullarda, özel eğitim merkezlerinde öğretmenlerimizden sıkça duyduğu, bazen açıklanan bazense ne olduğu sorulmadıkça açıklamasını alamayacağımız bir duruma eğilelim bu yazımızda dedim. Hepimizin anlayabileceği, terimlerden ve ağır bir dilden olabildiğince arındırarak size sunmak istiyorum bu konuyu. Her zaman olduğu gibi bu yazımı da kopyalayarak okulunuzdaki velilerinize, komşularınıza, bu konuda bilgi sahibi olan yakınlarınıza gönderebilir, dağıtabilirsiniz. Bu beni oldukça mutlu eder.
- Israrla okulunuzda yapılandırılmamış doğal dille öğretim yöntemi yerine oldukça yapılandırılmış ve tamamen taklide dayalı bir öğretim yöntemi uygulanıyorsa evde taklit etme çalışmaları yaparken şunu uygulayın: Çocuğunuzdan “pır pır” sesini almak istiyorsanız “Pır pır de!” demek yerine, “Kuş pır pır der. Pır pır ederek uçar. Kuş uçarken nasıl ses çıkar?” gibi cümlenin içinden hedef sesi çekmesi gereken yönergelerle çalışabilirsiniz. Burada çocuğunuz cümlenin içinden hedef sesi çekip seslettiğinde bu işlevsel bir konuşma/tepki olur.
- Ama siz “Kuş nasıl uçar?” dediğiniz anda çocuğunuz “Kuş nasıl uçar?” diye tepki verirse bu tepkiyi görmezden gelerek doğru olan sesi model vermek önemlidir. “Kuş pır pır diye uçar evet. Aynen böyle, pır pır.” gibi. Yine cümle kurmak mühimdir.
- Model olan cümlelerinizde istediğiniz ses ya da kelimeyi vurgulamak da önemlidir. “Köpek hav hav diyor.” derken “hav hav” sesini yüksek sesle ya da farklı ses tonuyla söyleyebilirsiniz.
- Gün içerisinde ekolalik konuşmalarla dikkatinizi çekmeye ya da sizinle iletişim kurmaya çalışan çocuğunuzun davranışını görmezden gelerek de çalışabilirsiniz. Örneğin arkadaşınızla sohbet ederken sizinle aynı ses tonuyla, sizin söylediklerinizi söyleyerek arkadaşınızla sohbetinize katılmak isteyen çocuğunuzun, sizinle aynı olan sözlerini duymazdan gelerek ardından bu konuşmadan farklı olarak sorular sorup cevaplar bekleyebilirsiniz.
- Günlük söz kalıplarını aile içinde yoğun olarak kullanıp çocuğunuzun kullanması için ona yukarıda bahsettiğim gibi model olabilirsiniz. Bunun için resimli kartlar da kullanabilirsiniz. Bu kartları gösterip “Günaydın.” diyerek çalışabilirsiniz. Çocuğunuz kartı görüp “Günaydın!” demeye başladıktan sonra kartları çekerek, yani artık göstermeyerek, çocuğunuzun uyanınca “Günaydın.” demesini sağlayabilirsiniz. Bu “Günaydın!” işlevsel konuşmaya ilk adım olabilir.
- Yakın çevrenizde “Hadi baba de. Hadi ağaç de. Ağaç!” gibi yönergelere çocuğunuzun maruz kalmasını engelleyebilirsiniz. Bu en önemli etkendir. Engel olduğunuz her yönerge ekolaliyi biraz daha geriletir.
- Evde bunları uygulamanıza rağmen ve okuldaki özel eğitimciden gelen desteğe rağmen ekolalik konuşmalarda gerileme olmazsa mutlaka bir dil ve konuşma terapistine başvurmalısınız. Özellikle dil ve konuşma terapisti olması önemlidir. Odyoloji mezunlarının size dil ve konuşma terapisti olarak tanıtılmasına engel olarak muhatabınızın nereden mezun olduğunu öğrenip ona göre yardım almanız mühimdir. Bu danışma kararını özel eğitimcinizle beraber vermeniz gerektiğini de ihmal etmeyin.